Büyükelçinin Mesajı
Türkiye’nin UNESCO
nezdinde Daimi Temsilciliği’nin resmi internet sayfasına hoşgeldiniz. UNESCO’nun
Paris’teki Genel Merkezinden hepinize selamlarımı sunarım.
Türkiye, UNESCO’nun kurucu üyelerinden biri olarak, her zaman Teşkilat’ın görev ve değerlerine bağlı kalmıştır. “İnsanlık için entelektüel ve ahlaki dayanışma” sağlama ve bu şekilde bir başka dünya savaşının çıkmasını önleme idealiyle, 1945 yılında Londra’da toplanan 44 ülke, UNESCO’nun kurucu belgesini kabul etmiştir. Bu hedefin gerçekleştirilmesine güçlü şekilde destek veren ülkemiz, UNESCO kurucu üyesi olarak sözkonusu belgeyi imzalayan ilk 20 ülke arasında yer almıştır.
Türkiye ayrıca, UNESCO'nun çeşitli organlarında uzun süredir aktif bir role sahiptir. 2017-2021 döneminde aktif bir üyesi olduğumuz UNESCO Yürütme Kurulu’na 2021 Kasım ayında 2021-2025 dönemi için yeniden seçildik. Bu, Türkiye’nin sekizinci dönem Yürütme Kurulu üyeliğidir. Ayrıca iki kez UNESCO Genel Konferansı'nın başkanlığını üstlendik. 1966-1968 yılları arasında 14. Genel Konferans Başkanlığını Prof. Dr. Bedrettin Tuncel ve 2019-2021 yılları arasında 40. Genel Konferans Başkanlığını ise Büyükelçi (E.) Ahmet Altay Cengizer yürütmüştür.
Derin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapan ülkemizin eşsiz yapısının öne çıkartılması için UNESCO bünyesindeki faaliyetlerimize büyük önem atfediyoruz. 2022 yılı itibariyle, Dünya Miras Listesi’ne 19; İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne de 21 unsurumuz kaydedilmiştir. Önümüzdeki dönemde bu sayının artırılmasına yönelik çabalarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz.
Geçmişte olduğu gibi görev sürem boyunca da, ilgili Bakanlıklarımızın da desteğiyle, 1949 yılında kurulan ve UNESCO içindeki en köklü Milli Komisyonlardan biri olan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’yla yakın işbirliği halinde, ülkemizin eğitim, bilim, kültür ve iletişim alanındaki öncü konumunu öne çıkarmaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin bazı şehirleri, sürdürülebilir şehir kalkınması için yaratıcılığı stratejik bir öğe olarak tanımlayan şehirlerde ve şehirlerarasında işbirliğini geliştirmek üzere 2004 yılında oluşturulan UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda aktif şekilde yer almaktadır. Gaziantep, Hatay, İstanbul, Kütahya, Afyonkarahisar, Kırşehir ve Bursa, hâlihazırda bu ağa dâhil olan 295 şehir arasındadır. Bu şehirler ortak bir amaca yönelik olarak çalışmaktadır: yaratıcılığı ve kültürel üretkenliği kalkınma planlarının merkezine yerleştirmek. Çok kültürlülüğün en önemli merkezlerinden biri olan ülkemizin bu oluşumda yer alan şehir sayısını artırmak önceliklerimiz arasında yer almaktadır.
UNESCO’nun kuruluş felsefesinin temellerinden birini oluşturan eğitime ülkemizin de verdiği önem muvacehesinde, Teşkilat’ın eğitim hakkı, eğitimde fırsat ve cinsiyet eşitliği, eğitimin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkileri gibi ana konuları içeren çalışmalarına tarafımızca etkin katılım sağlanmaktadır. Bir eğitimci olarak ve uzun yıllar bilhassa genç kadınlara güvenlik alanında hocalık ve mentorlük yapmış biri olarak, bu UNESCO'nun özellikle yakınlık duyduğum temalarından biridir.
Üniversitelerimizdeki UNESCO Kürsüleri’nin sayısı son yıllarda önemli artış göstermiş ve 2021 itibarıyla 16’ya ulaşmış olup, görev yaptığım süre boyunca bu sayının daha da artmasını arzu etmekteyim. BM 2030 Gündemi - Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden biri olan “Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak ve herkese yaşam boyu eğitim imkânı tanımak” hedefine erişilmesi çerçevesinde, ülkemiz geçtiğimiz yıllarda UNESCO bünyesinde eğitim alanında farklı çalışmalara katkıda bulunmuştur. Hayat boyu öğrenmenin sosyal, çevresel ve ekonomik alandaki olumlu etkileri ve şehirlerin de buna katkısı göz önünde bulundurarak, UNESCO Öğrenen Şehirler Ağı’na halihazırda ülkemizden Eskişehir, Konya, Hatay, Afyon, Balıkesir ve İzmir üyedir.
Eğitim ve öğrenim alanının gelişmesine katkı sağlayan tüm bu etkinliklerin yanı sıra, geleceğimiz olan gençlerimize önem vermekte ve UNESCO Gençlik Programı kapsamında düzenlenen etkinliklere aktif katılım sağlanmaktayız.
Bilgiye evrensel erişim en az eğitimde eşitlik kadar önemlidir, çünkü her ikisi de birbirini tamamlar. Herkes için Bilgi Programı (IFAP) Hükümetlerarası Konseyi’ne 2017-2021 döneminde üye olan ve İletişimin Geliştirilmesi Uluslararası Programı (IPDC) Hükümetlerarası Konseyi'nde 2019-2023 dönemi üyeliğini aktif şekilde yürüten Türkiye, bilgiye evrensel erişimin artırılması ve medya okuryazarlığı ile medya gelişimi için daha üst seviyelerde çaba sarf edilmesini savunmaktadır.
İnsanlığın geleceğini daha iyiye ve sürdürülebilir kalkınma lehine dönüştürme yolunda Yapay Zekâ ve Açık Bilim’in gücünü kabul ediyoruz. Bu nedenle, Türkiye, Yapay Zekâ Etiği hakkında ve Açık Bilim hakkında UNESCO Tavsiye Kararları’nın müzakere süreçlerinde aktif olarak yer almıştır.
Belge mirasının korunması da bilgiye erişimin önemli bir parçasıdır. İnsanlığın tarihi, kültürel ve sosyal belleğini oluşturan ve çeşitli doğal felaketler veya sosyal nedenlerle ortadan kaybolma tehlikesi olan belge ve bilgi mirasının korunmasını hedefleyen Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü’ne ülkemizden halihazırda yedi belgesel miras kayıtlıdır. Bunların sayısının önümüzdeki dönemde artırılması için çalışmalarımız sürmektedir.
UNESCO'yu ilgilendiren önemli konu alanlarından iklim değişikliği ve buna bağlı kuraklık ve su kıtlığı tüm ülkeler için bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadeleye büyük önem veren ülkemiz, bu konudaki samimi kararlılığının göstergesi olarak Paris Anlaşması’nı onaylamıştır.
UNESCO'nun bilim ve teknoloji alanındaki uzmanlığı onu diğer uluslararası kuruluşlardan farklı kılmaktadır. 2030 Gündemi’nde “iklim değişikliği”, “gıda güvenliği”, “içme suyu ve sanitasyona erişim” ve “çevresel sürdürülebilirlik” başlıkları altında kayıtlı küresel zorluklar ancak bilimsel ve uluslararası işbirliğiyle gerçekleştirilen yenilikçi politikalarla ele alınabilir. UNESCO'nun çabalarına, politika ve programlara aktif katılım sağlayarak katkıda bulunmak en büyük amacımızdır.
Türkiye, Hükümetlerarası Hidroloji Programı Hükümetlerarası Konseyi’nin 2021-2025 dönemi üyeliğini ve Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu 2021-2023 dönemi üyeliğini aktif şekilde yürütmektedir.
Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ancak biyolojik ve jeolojik çeşitliliğin korunmasıyla mümkündür. Bu anlayışla Türkiye, “Camili Biyosfer Rezervi”yle UNESCO İnsan ve Biyosfer Rezervleri Ağı’nın ve “Kula Volkanik Jeoparkı”yla UNESCO Küresel Jeopark Ağı’nın üyesidir.
İstanbul, megakentlerde su, sanitasyon ve iklim konularında karşılaşılan önemli zorluklara dikkat çekmek amacıyla bir grup megakent, UNESCO Hükümetlerarası Hidroloji Programı ve onun ortakları tarafından kurulan “Mega Şehirler için Su ve İklim İttifakı”nın üyesi olarak aktif katılmaktadır.
Türkiye, UNESCO'ya en çok maddi katkı sunan ülkeler arasında 19. sırada yer almaktadır. Ülkemiz, UNESCO Sekretaryası'nda görev alan personelin eşit coğrafi dağılımı ve cinsiyet dengesi başta olmak üzere Teşkilat'ın kapsayıcılığını aktif şekilde desteklemektedir.
Daimi Temsilciliğimizdeki meslektaşlarımla birlikte, bize zorlu bir mesai, ancak aynı zamanda 21. yüzyılda dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için inanılmaz fırsatlar sunan yukarıda belirtilen tüm bu alanlarda, UNESCO Sekretaryası’ndaki muhataplarımız, UNESCO nezdindeki diğer Daimi Temsilcilikler, UNESCO-Türkiye Milli Komisyonumuz, ilgili Bakanlıklar ve diğer yetkililerle çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Prof. Dr. Gülnur Aybet
Türkiye Cumhuriyeti’nin UNESCO nezdinde Daimi Temsilcisi
Pazartesi - Cuma
09:00 - 18:00
+ 90 312 292 29 29